AŞK KORKUSU

İnsanların beni görüp de pek ihtimal vermedikleri şekilde AŞK üzerine çokça düşündüğüm bir kavram. Bir ara dövme yaptırmayı da düşündüm, hala düşünüyorum. AŞK’ı nereye nasıl yazdırmalı, insanın aklına değişik şeyler geliyor. Yakın zaman önce bir yazı okudum, baktığınızda yaralarınızı değil, ne kadar sevildiğinizi, sevdiğinizi hatırlamalısınız diye. Ömrüm boyunca ne kadar denedim, ne kadar yanıldım, ne kadar üzüldüm, ne kadar sevdim, ne kadar tekrar sevdim?

İnsanların büyüdükçe söyledikleri ve kendilerini inandırdıkları şeyler var. Örneğin hatalarından ders al gibi. Hesapta bir daha üzülmeyeceğiz ya. Tabii genel geçer fizik kurallarını yeniden öğrenmeye gerek yok: soba sıcaksa dokunma. Ama AŞK öyle bir

şey değil. Diyelim ki sevdin, sonra baktın olmadı. Ne yapalım yani, sevmekten mi vazgeçelim? Ne olmuş incindiysek, zarar gördüysek.. Hiç üzülmemek için kendimizi eve de kapatabiliriz. Gerçi İstanbul’da yaşıyorsanız bu seferde depremde enkaz altında kalıp ölebilirsiniz. Bu durumda sürekli kamp yapalım… Neyse konuyu saptırmayayım.  İnsan hissetmekten korkarak bi ömür geçirebilir yapayalnız ve kapalı kapılar ardında. Ama cesaret de edebiliriz. Akışa da bırakabiliriz kendimizi. Gerçi korkmak geçmiyor, korka korka sevmeye devam ediyorsunuz. Ben yüksekten korkarım. Mesela 4.katın penceresinden bile aşağı içim rahat bakamam, korkarım. Ama bungee jumping de yaparım, korka korka. Ne yapayım yani, yüksekten kendini boşluğa bırakma hissinin merakı, korkuya ağır basıyor. Korkuyoruz diye geri durmak kendimize ihanet olmaz mıydı?

Geçmişte çok canınız yandıysa eğer, biriyle tekrar başladığınızda büyüklerin temkinli olmak dediği şeyi yapıyorsunuz: Hemen güvenmiyorsunuz, açılmıyorsunuz, içinizden geleni söylemiyor; kalbinizden geçeni yapmıyorsunuz. Çünkü korkuyorsunuz. Bu konuda ben hatalarımdan ders almıyorum. Hatalarımdan ders almak, kendime ihanet etmek gibi hissettiriyor. Başkalarına göre, kartlarımı açık oynamaktan zarar gördüm diye bir daha ki sefere kendime bir maske bulmalıyım. Ama neden? Bu ben değilim sonuçta. Kartlarımı açık oynadığımda, yanımdaki kişi beni incitiyorsa demek ki yanımda olmaması gerekiyor. Basit. 

Bu durumda vardığım yerde, AŞK için hala net bir tanım bulamadım. Ve bulur gibi olduğum tanımlar da sürekli değişecek. Ama merak ağır basıyor. Belki de AŞK’ın evreleri vardır, ilki meraktır.

0 Adet Yorum

Yorumunu benimle paylaş